#27: Arayüzsüz Tasarım Nedir? (No-UI Nedir?)
Arayüz olmadan çalışan tasarım var mıdır? Bunlar nerede olurlar ve işimizde nasıl kullanabiliriz?
Instagram’ı biliyorsun değil mi? Evet. Görmeden de kullanabilseydiniz? … İlginizi çekti mi? Evet.
Bu bölümü yazmaya karar verdiğimde Sam Altman ve Jony Ive ortak olmamıştı. Fakat güzel denk geldi. 🙂 Konumuz görmediğiniz bir şey ki; bu ilginçtir, geleceği şekillendirecek bir şey olabilir.
UI, “User Interface” yani “Kullanıcı Arayüzü” demektir. Kullanıcının bir ürünle etkileşime geçtiği görsel ve işlevsel öğeleri kapsar.
No UI'da “Arayüz-süz” anlamına geliyor. Net bir çeviri bulamadığım için bu terimi bu şekilde çevirdim. Arayüzsüz.
No UI’a benzeyen başka terim ise “Zero UI” yani “Sıfır Arayüz” anlamına gelir ki; No UI, Zero UI’ya göre daha geniş kapsamlı bir tanımdır.
Arayüze örnek olarak Instagram, Google ve kullandığınız cihazda etkileşime geçtiğiniz hemen hemen her şeye arayüz denir.
Mesela arama yapmayı düşünün… Nasıl tasarlanmalı? Arama sayfası eskiden boş sayfaydı. Hiç bir şey içermezdi. Sonra o sayfaya kullanım kılavuzu gibi şeyler koydular. Günümüzde “Arama Sayfası = Keşfet” oldu.
İşte buna arayüz diyoruz!
Peki arayüz olmadan tasarım olur mu? 🤔 Olur. Ama nasıl? 🤔
Akılda canlanacak bir örnek vereyim:
AVM'lerde artık refleks haline gelmiş bir durum var. Kapıya doğru yürüdüğünüzde kendiliğinden açılan sensörlü kapılar. Bunu yaparken düşünmüyorsunuz bile. 🤯 İşte bu No UI’a örnektir.
Peki No UI Tasarım Nasıl Yapılır?
Normalde manuel şeyleri çok iyi anladığınızda bunu ses, hareket, konum, sensör gibi şeyleri kullanarak arayüzsüz hale getirilebilir.
Yani… Minimum iz bırakın. Minimum etkileşimde kullanın. Farklı araçlarla harmanlayın. Donanımsal özellikleri kullanın. Kullanıcının zihinsel yükünü azaltın. Beklenmeyen hareketlerden kaçının (aniden çıkan ışıklar olmamalı)! Dikkat çekmeden fark ettirin. Süreçleri öğrenen sistemler kurun. İnsan doğasına uyum sağlayın.
No UI Örnekleri
Bir bilgisayar programı aylık güncellemeleri için her ay sana baştan baştan kurulum yaptırması bir müddet sonra seni boğar/sıkar. İşte bu kendiliğinde arkaplanda çalışsa, o zaman arayüzsüz olur.
Kahve makinesi sürekli aynı şeyi içtiğini anladığında artık sıcaklığa kendiliğinde otomatik oraya ayarlaması durumu.
Hareketsizliği bile ölçümlemek. Eğer kullanıcınız 7 gün etkileşim vermezse “Seni Özledik!” başlıklı eposta gönderen email otomasyonu kurmak.
Gece olunca arayüzün kendiliğinde dark mode olarak güncellenmesi.
Dünyaca ünlü YouTuber Casey Neistat’ın yıllar önce Beme uygulaması bugünün BeReal gibi sosyal medya aracıydı. Çalışması için uygulamayı açtığında ekranı göğsüne koyunca karanlık sensörü ile kameranın arkasıyla resim çekiyordu. Çok yaratıcı değil mi? 🙂
Half Life 2 oyununda yerçekimi silahını kullanıcıya hiçbir şekilde; nasıl yapılır videosu ya da yazısı yazmadan silahı kullanmayı öğretmişti. Duvarda ikiye bölümüş düşmanı koyduğunda sen sadece onu görerek konuyu anlıyorsun. Fakat tam o anda düşmanlar gelir ve siz de refleks olarak onlara bu şekilde saldırırsınız. Ta da! Mekaniği öğrendiniz!
Chat botlar, otomasyonlar (IFTTT, Make, Zapier veya n8n) veya API’ler de aslında arayüzsüz tasarıma girer.
Bir şeyi 10 kez yapınca onu kutlamak. Bu sayede her gün girmesi gerektiğini öğretilebilir.
Oyunların seviye tasarımları (level design) bunu çok iyi başarıyor. Mario’da mesela karakterin önü bomboştur ve düşmana çarptığında ölürsünüz. Bu da düşmanı dokunmanın öldürdüğünü öğretir. Bakın bunu hiçbir metin veya gösterge olmadan yapıyor! Çılgınlık! 😱
Benzer şekilde çevre tasarımı da bunu çok iyi öğretir. Bir yolda sürekli kaza oluyorsa ya da trafik sıkışıklığı oluyorsa, yola tabela eklemeden bu çözebilir.
Sam Altman ve Jony Ive ile IO Ürünü Nasıl Olabilir?
Muhtemelen No UI üzerine çalışacak bir donanım olacak. Bu yüzden masaya koyunca da çalışacak diyorlardı. Düşündüm ve bu tarz özellikler olabileceğini öngördüm:
Masaya koyunca masayı tıklatmak, okşamak ya da giyilebilir cihaz halindeyken el çırpma gibi şeyler ile etkileşime geçmek.
Nefes hareketleri ile kontrol.
Niyet sezmek.
Titremeleri analiz etmek mesela pantolonumun üstünde parmaklarımı hareket ettirerek o ses ve titreşimlerle cihazları yönetebilirler. Telefonun yanına cihaz konulunca telefona dokunmadan masadaki parmak hareketleri kullanmak. Scroll veya keyboard için…
Diğer IoT araçlarıyla bağlantılar kurmak. Yaklaşmalar vb.
Jestlerle birlikte “hmm, öhm, aaa, hıh vb..” gibi etkileşimleri anlamak.
Küçük bir prodüksiyon eklenmesi.
Sıvıları titreştirerek arayüz oluşturmak. Klavye gibi.
Alışkanlıkları öğrenmek zaten olacaktır ama bence masaya vurmalarla etkileşime geçme konusu bence büyük ihtimalle eklenir diye düşünüyorum. 🙂
Uğur Sen No UI’ı Hiç Kullandın Mı?
Hemen hemen her şeyi denemiş biri olarak cevabım tabii ki evet olacaktır. Mesela ürünlerimi açın ve siteyi çalkalayın. Bazı telefonlarda çalkaladığınızda bir şeyler çıkıyor. Deneyin. 😋😉
Telefonu çalkalama ile etkileşime geçirtiyorum. Farklı bir etkileşim. 😁
Mutlu Son
Velasılkelam, arayüz olmadan da çalışabilir. Bu haftanın egzersizi ise manuel kullanımları arayüzsüz olsa nasıl kullanırdık, diye düşünce deneyleri yapmak. Kim bilir belki milyon dolarlık fikir bulursunuz.
O zaman bir sonraki hafta görüşmek üzere, iyi haftalar ve seviliyorsunuz! 🙋♂️