Yıl 1945. Japonya, 2. Dünya Savaşı'nın sonunda teslim olmaya niyetli. Japonya'nın teslim olma şartlarını müttefikleri, Postdam'da tane tane planlıyorlar. Tabii bu bilgiler Japonya'ya önce resmi olmayan yollarla iletiliyor. 📝
Japonya ise teslim olmak istiyor. Fakat şartların gayriresmi yerine resmi yollarla gönderilmesini bekliyorlar.
O dönemin Japonya basını dönemin başkanı Kantara Suzuki ile röportaj yapmak için yanına gidiyor. Ve akıllarında bir soru var.
"Teslim olacak mısınız?"
Kantara Suzuki ise burada farklı bir kelime ile cevap veriyor. Bu kelime farklı çünkü birden fazla anlamı içeren bir kelime. Kelime: "mokusatsu".
Mokusatsu'nun 2 anlamı var:
Yorum yapmak istemiyorum.
Umursamıyorum.
Haliyle sevgili dönemin Japonya basını sansasyonel olması açısından mıdır bilinmez, 2. anlamıyla manşetlere taşıyorlar. Yetmiyor ülke içinde çığ gibi büyüyen bu 2. anlam, radyolara yansıyor. Bu vesileyle Dünya, Japonya'nın bu 2. anlamından haberdar oluyor.
Amerikan basını 2. anlamı manşetlere "Japonya Teslim Olmayı Reddediyor!" diye yazıyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin 33. başkanı Hanry S. Truman'da "Başka şansımız yok!" diyerek Japonya'ya 2 atom bombası atılmasının talimatını veriyor.
Sadece 1 kelime, 100 binlerin hayatına mal oluyor. Yani kelimelerinize dikkat edin!
🉐 Startuplarda Kelimelerin Önemi
Asansör konuşmasını bilir misiniz? Diyelim ki asansörde bir yatırımcı var. Ve birkaç kat üste çıkacak. Fırsat bu fırsat. Hemen siz de asansöre bindiniz. BUM! 🤯 O kadar kısa sürede startupınızı anlatıp yatırım almaya çalışıyorsunuz. Bazıları başarıyor ki, bu yüzden bu metni okuyorsun. Yani kelimeler çok güçlü bir şeydir. Bunu kullanmayı bilmek gerekir.
İyi startuplar bir cümlede anlatılabilen olanlardır derler. Ya da son zamanlarda bu kavram iyice sıkıştırılıp damıtılarak "10 kelimede anlatılamayan startuplar, kötüdür" gibi bir anlama yuvarlandı.
Tüm bunlara istinaden startuplarda ya da herhangi bir ürünün websitesinde de kelimeler çok önemli durumda. Mesela "üye ol" yerine "şimdi üye ol" gibi değişiklik tüm istatistikleri alt üst edebiliyor. 🙃 Sadece 1 cümle ile!
Peki merak ediyorsunuzdur. Ben bu kelimelere nasıl ulaşacağım? Aslında basit. Gidip tek tek websitelerin landing pagelerine bakabilirsiniz. Bunların notlarını alabilirsin. Hemen fark edeceksiniz ki, bunun gerçekten zor olduğunu göreceksiniz. Çünkü yüzlerce marka var!
Arkadaşım Yücel Faruk Şahan'ın CTA Examples isimli websitesinde ise tüm bunların listesi yer alıyor. Mesela bir SaaS'ınız var ve öyle bir CTA yani Call-To-Action (Harekete Geçirici Mesaj) yazıyorsunuz ki, sonunda %75 dönüşüm oranı alıyorsunuz. Ya da "teklif al" tuşunu düşünün.
Siz hangisine tıklardınız?
"Teklif Al" ya da "7/24 Ücretsiz Teklif Al"
"Teklif al" ya da "Sonucunuzu Alın"
"Teklif Al" ya da "Bir Uzmanla Konuş"
"Teklif Al" ya da "Satış Ekibiyle İletişime Geçin"
😍 İknanın Gücü
Kelimeler hayatımızın parçası. Kelimeleri öyle bir seçeceksiniz ki, bambaşka anlamlarla sonuçlanabilir. Bu acayip sonuçlar çıkartabiliyor. Klasik bir örnek vereyim:
"Otobüs kazasında yolcuların %20'si öldü."
ile
"Otobüs kazasında yolcuların %80'i kurtuldu."
cümleleri aslında aynı şeylerdir. Fakat farklı algılanır.
Müşterilerinize bu bilgileri kullandığınızda satışları arttırabiliyorsunuz. Bunu biliyorum çünkü hem deniyorum hem de deneyen insanları tanıyorum. Mesela sevgili arkadaşım Denizcan Sanlav tam bu konuda çalışıyor.
Denizcan; pazarlama, satış, müşteri bulma ve müşteriyi ikna etme konularında davranışsal psikoloji gibi bilimleri kullanarak Persuadelab'de çalışıyor. Ondan öğrendiğim ufak bir tekniği sizinle paylaşayım. Konu fiyatlandırma.
Örneğin 2 paketiniz var. Hem birinci paket hem de ikinci paketin dahil olduğu, üçüncü bir paket ekleyip ikinci paketin ücretini verirseniz, satın alma oranınızı artabilir.
Yani:
Birinci Paket 49$
İkinci Paket 79$
Birinci Paket + İkinci Paket 79$
Sadece küçük bir değişiklikle yüksek paketi satma oranını arttırabiliyorsunuz. Denizcan ile çalıştığım dönemde öğrendiğim tekniklerden sadece bir tanesi.
Denizcan müşteriyi ikna etme üzerine bootcamp yapacakmış. Katılmak isteyenler için linki buraya bırakıyorum.
💪 Benim Süper Gücüm Var!
Kafanızdan kurallar uydurabilirsiniz ve sihirli bir şekilde insanlar buna uymaya başlıyor.
Test etmek ister misin? Gidin bir arkadaşınıza "en son gözünü kırpan kaybeder" diyin. Yapmak zorunda değil ama yapıyor işte! 😂 Bu müthiş bir güç! 😂
Mesela Denizcan'ın çok sevdiği insanlardan biri de Daniel Kahneman. 🙂 Onun söylediği "yeniden çerçeveleme" diye bir strateji var. Bunu çocukken çok yaşadım. Fakat farkındalığım artınca insanlara hayret eder gözlerle bakmaya başladım.
Biri sana herhangi bir konuda "evet" ya da "hayır" seçenekleri olan bir şeyi söyler. 2 tane seçenek var gibi gözüküyor. Ama 4 tane seçenek var. Hatta biraz zorlarsak 5 tane seçenek çıkartabiliriz:
Evet.
Hayır.
Hem evet hem hayır.
Yanıtlamamak! Seçmek zorunda değilsin.
%5 evet, %95 hayır!
Bu inanılmaz bir şey! Olayları yeniden çerçeveleyebilirsin. Daha iyi anlamak için bir örnek daha vereyim.
Firmalar mesela "hayır" seçeneğini kaldırıp onun yerine "belki daha sonra" diyorlar. Bakın "hayır" diye seçenek yok! İstesen de istemesen de senin davranışını değiştirebiliyor. Bu gerçekten sihir gibi bir güç! 🔮
📕 Haftanın Kitabı
Robert B. Cialdini’den “İknanın Psikolojisi”
🤗 Mutlu Son
Bu hafta çalışma arkadaşlarınızla beraber kelimelerin gücü üzerine beyin fırtınası yapın. Başınıza gelen yanlış anlaşılmaları anlatın ve aslında ne olsaydı nasıl düzeltilebilirdi gibi konuları konuşun.
Kim bilir belki milyon dolarlık bir fikir bulursunuz. 🙂
Haftaya Pazartesi sabah saat 08:00’da görüşmek üzere.
İyi haftalar. 🙋♂️